-ken

Usages of -ken

Öğrenciler sınava hazırlanırken büyük özveri gösteriyor.
Students show great dedication while preparing for their exam.
Parkta otururken kuşları dikkatle gözlemledim.
While sitting in the park, I carefully observed the birds.
Geminin güvertesinde, müzik dinlerken muhteşem manzaranın keyfini çıkardık.
On the deck of the ship, we enjoyed the magnificent view while listening to music.
Sabah koşarken bol enerji hissediyorum.
I feel full of energy when I run in the morning.
Buzlu kaldırımlarda yürürken zemin oldukça kaygandı.
While walking on icy sidewalks, the ground was very slippery.
Tatile giderken uygun konaklama arayışındayım.
I am looking for suitable accommodation for my vacation.
Parkta yürürken sükunetimi buluyorum.
I find tranquility while walking in the park.
Sabah yürüyüşü yaparken, muazzam bir günün coşkusunu hissediyorum.
While taking a morning walk, I feel the tremendous enthusiasm of the day.
Ders çalışırken, kitapların derinliği beni her zaman şaşırtır.
While studying, the depth of the books always amazes me.
Bu makaleyi okurken, yazarın fikirlerini yorumlamak zorundayım.
While reading this article, I have to interpret the author's ideas.
Gece müzik dinlerken, tutkuyla dolu şarkılara kendimi kaptırıyorum.
At night, while listening to music, I lose myself in songs filled with passion.
Ödevimi yaparken, öğretmenimizin ihtimamını hissettim; o, her ayrıntıya özen gösteriyor.
While doing my homework, I felt our teacher's care; he pays attention to every detail.
Akşam yemeği hazırlarken, mutfakta sevecen bir atmosfer oluşturmaya özen gösteriyorum.
While preparing dinner, I make sure to create an affectionate atmosphere in the kitchen.
Ben, kitap okurken kristal berraklığındaki baskıları inceliyorum.
While reading the book, I examine the prints with crystal clarity.
Lezzetli yemekleri yerken büyük zevk alıyorum.
I take great pleasure in eating delicious food.
Okulda büyük bir projede çalışırken, hocalarım terbiyeli davranıyorlar.
While working on a big project at school, my teachers act politely.
Partiye katılırken, ev sahibi bize küçük bir ikramda bulundu.
When joining the party, the host offered us a small treat.
Koşarken melodiyi dinledim.
While running, I listened to the melody.
Yağmur yağarken, yıkıcı damlalar sokakları ıslattı ve ben pencereyi açtım.
As it rained, destructive droplets soaked the streets and I opened the window.
Yeni sistemle çalışırken, entegre etmek ve revize etmek temel adımlar olarak öne çıkıyor.
While working with the new system, integrating and revising emerge as fundamental steps.
Piyano çalarken müzikteki ahenk beni büyülüyor.
The harmony in music as I play the piano captivates me.
Spor yaparken enerjik hissetmek, performansı olumlu etkiliyor.
(Feeling energetic while exercising positively affects performance.)
Romanı yüksek sesle okurken tonlamayı örnekleyebilirsiniz.
You can exemplify the intonation by reading the novel aloud.
Kemerimi sıkılaştırdım, böylece pantolonum yürürken düşmeyecek.
(I tightened my belt so my pants won’t fall down while I walk.)
Karda yürüyorken kazak, bere ve atkımı eksik etmedim.
I never went without my sweater, beanie, and scarf while walking in the snow.
Klima açıkken uyumak çok serinletici.
Sleeping while the air conditioner is on is very refreshing.
Gardıroplarınızı düzenlerken yorgan, battaniye ve nevresimleri saklama kutularına yerleştirerek yer kazanabilirsiniz.
While organizing your wardrobes, you can save space by placing the quilt, blanket, and bedsheets into storage boxes.
Şöminenin önünde otururken sıcaklık ve ateşin çıtırtısı huzur veriyor.
While sitting in front of the fireplace, the warmth and the crackling of the fire are comforting.
Diyet yaparken açlık hissettiğin anlarda masaj yaptırmak yerine ılık su içmek faydalı olabilir.
While dieting, in moments when you feel hungry, drinking warm water instead of getting a massage can be beneficial.
Şirketin gelirleri artarken giderlerin kontrolsüz yükselmesi büyük zararlara yol açabilir.
(While the company's revenues increase, uncontrolled rise of expenses can cause great harm.)
Herkes hazırmışken toplantıya başlayabiliriz.
(We can start the meeting while everyone is present.)
Şelale kayalıklardan aşağıya dökülürken su sesi dinlendiriciydi.
The sound of water as the waterfall cascaded down the rocks was soothing.
Kırılgan cam eşyaları paketlerken dikkatli davranmalısın.
You must handle fragile glass items carefully when packing.
Ben modüllerin yerleştirilme sürecini izlerken, ekip üyeleri tasarım hatalarını düzeltiyordu.
While I was observing the process of placing the modules, the team members were correcting design errors.
Ben dün gece kitap okurken kardeşim odasında piyano çalıyordu; o melodi beni sakinleştiriyordu.
Last night, while I was reading a book, my sibling was playing the piano in his room; that melody was calming me.
Ders çalışırken detaylı not almalıyız.
We must take detailed notes while studying.
Spor salonunda düzenli egzersiz yaparken protein alımına dikkat etmek çok önemlidir.
It is very important to pay attention to protein intake while exercising regularly at the gym.
Yürüyüş yaparken, yanınızda küçük bir şişe süt taşıyabilirsiniz.
While taking a walk, you can carry a small bottle of milk with you.
Yürürken oksijen ihtiyacımız yükselir ve kalp atış hızımız değişir.
While walking, our need for oxygen increases and our heart rate changes.
İstatistikleri analiz ederken geçmiş aylara dair verileri incelemiştik.
While we were analyzing the statistics, we had examined data from previous months.
Elon.io is an online learning platform
We have an entire course teaching Turkish grammar and vocabulary.

Start learning Turkish now