Usages of kalmak
Ben haftasonu alışveriş yapmak istemiyorum ve evde kalıyorum.
I do not want to do shopping on the weekend and I am staying at home.
Ben evde kalıyorum.
I am staying at home.
Ben bu sabah evde kalıyorum.
I am staying at home this morning.
Dinamik kalmak istiyorsan, fırın yerine manav yakınında yürüyebilirsin.
If you want to stay dynamic, you can walk near the greengrocer instead of the bakery.
Ben sinemaya gideceğim, yoksa evde kalacağım.
I will go to the cinema, otherwise I will stay at home.
Beklenmedik durumlarla karşılaşırken sakin kalmayı öğrenmek çok yararlı olur.
It is very beneficial to learn to stay calm when encountering unexpected situations.
Hava yağmurlu olunca, ben evde kalıyorum.
When the weather is rainy, I stay at home.
Ben sağlıklı kalmak için önlem alıyorum.
I take precautions to stay healthy.
Huysuz olan insanlar genellikle yalnız kalmak ister, ancak biraz destek onlara iyi gelebilir.
People who are grumpy generally want to be alone, but a bit of support can help them.
Ben yalnız evde kalıyorum.
I am staying home alone.
Her sabah dişlerimi dikkatlice fırçalıyorum, böylece sağlıklı kalıyorlar.
(English: “I carefully brush my teeth every morning, so they stay healthy.”)
Birey sağlıklı kalmak için egzersiz yapıyor.
The individual exercises to stay healthy.
Yağmur yağdığında, ben evde kalıyorum.
When it rains, I stay at home.
Yalnız bir hafta sonu geçirirken, bazen münzevi kalmanın tadını çıkarırım.
Sometimes, while spending a solitary weekend, I enjoy the pleasure of being reclusive.
Pansiyonda kaldığınız süre boyunca her dileğiniz yerine getirilecektir.
During your stay at the guesthouse, every wish you make will be fulfilled.
Buzdolapta depolanan yiyecekler taze kalıyor.
The foods stored in the refrigerator stay fresh.
Kimse evde kalmıyor.
No one is staying at home.
Susuz kaldığınızda vücudunuz hem mineral hem de vitamin kaybeder.
When you stay dehydrated, your body loses both minerals and vitamins.
Sağlıklı kalmak için düzenli egzersiz şarttır.
Regular exercise is essential to stay healthy.
Tahliye sırasında sakin kalınmalı.
One must stay calm during the evacuation.
Sporcular disiplinli antrenman yaparak formda kalır.
Athletes stay in shape by training with discipline.
Eğer düzenli egzersiz yaparsam formda kalırım.
If I exercise regularly, I stay in shape.
İzolasyon olunca ev sıcak kalır.
When there is insulation, the house stays warm.
Sağlıklı kalmak amacıyla her sabah parkta yürüyorum.
I walk in the park every morning for the purpose of staying healthy.
Covid-19 sürecinde insanlar evde kaldı.
People stayed at home during the Covid-19 period.
Şimdilik evde kalıyorum, sonra dışarı çıkarım.
For now I’m staying at home, then I’ll go out.
Zinde kalmak için kahvaltıyı asla atlamıyorum.
I never skip breakfast to stay energetic.
Espri yapınca izleyiciler gülüyor, ama mesaj yine de net kalıyor.
When you make a joke, the audience laughs, but the message still stays clear.
Hava yağmurlu, o yüzden evde kalıyorum.
The weather is rainy, so I am staying at home.
Yalnız kalınca daha iyi odaklanabiliyorum.
When I’m alone, I can focus better.
Bu sırada yangın alarmı denendi, herkes sakin kaldı.
Meanwhile, the fire alarm was tested; everyone stayed calm.
Evde kalmaktansa parkta yürümek daha keyifli.
Rather than staying at home, walking in the park is more pleasant.
Konuşkan ev sahibi toplantıda gereksizce abarttı, ama ben sakin kaldım.
The talkative landlord exaggerated unnecessarily at the meeting, but I stayed calm.
Elon.io is an online learning platform
We have an entire course teaching Turkish grammar and vocabulary.