bile

Usages of bile

Bahar gelince tatlılar daha keyifli oluyor, ben dondurma bile yiyorum.
When spring comes, desserts become more enjoyable; I even eat ice cream.
Köpek bile parkta oynuyor.
The dog is even playing in the park.
Bazen iletişim kurmak için temel cümleleri bile hatırlamakta zorluk çekiyoruz.
Sometimes we even have difficulty remembering basic sentences to communicate.
Senin küçük bir fikrin bile büyük katkı olarak kabul edilebilir.
Even your small idea can be regarded as a big contribution.
Bazen küçük bir söz bile insanları büyük hedefler için cesaretlendirebilir.
(English: “Sometimes even a small word can encourage people toward big goals.”)
Ortalama bir günde kısaca dinlenmek bile stresi azaltabilir.
On an average day, even briefly resting can reduce stress.
Dirençli yapılar, ağır hava koşullarında bile sağlam kalır.
Resilient structures remain strong even in severe weather conditions.
Arkadaşım, zor zamanlarında bile cömert davranarak herkese destek oluyor.
My friend supports everyone by acting generously, even in tough times.
Küçük aile tartışmaları bile zaman zaman çatışmaya dönüşebilir.
Even small family disputes can sometimes escalate into conflicts.
Hatta istisna oluştursa bile kuralın özüne dokunmamalıyız.
Even if an exception is made, we must not tamper with the essence of the rule.
Hoparlörsüz bir etkinlik hayal bile edilemez.
An event without speakers is unimaginable.
Elon.io is an online learning platform
We have an entire course teaching Turkish grammar and vocabulary.

Start learning Turkish now