Usages of çalışma
Proje raporunu hazırlayarak çalışma sürecinin sürekliliğini vurguladık.
By preparing the project report, we emphasized the continuity of the work process.
Çalışma çok önemli.
The work is very important.
Takım içindeki uyum, başarılı bir çalışmanın temelidir.
Harmony within the team is the foundation of successful work.
Okulda grup çalışması, davranışsal becerilerini geliştirmene yardımcı olur.
Working in a group at school helps you develop your behavioral skills.
Grup içinde bütünlük, verimli çalışmanın anahtarıdır.
Integrity within the group is the key to productive work.
Ofiste çalan melodi, çalışma ortamını sakinleştiriyor.
The melody playing in the office calms the work environment.
Çalışmaların sürekliliği, şirketin büyümesini destekler.
The continuity of work supports the growth of the company.
Hastalık olmasına rağmen, takım çalışmasına devam ettik.
Despite the illness, we continued working as a team.
Ödüllü projeler genellikle seçkin çalışmalara dayanır.
Award‐winning projects usually rely on distinguished work.
Onun çalışmalarında mükemmelliğe ulaşmak için sürekli çaba harcadığını görüyorum.
(I see that he constantly strives for excellence in his work.)
Okulda akademik çalışma yapıyorum.
I am doing academic work at school.
Ödül, sıkı çalışmanın meyvesidir.
An award is the fruit of hard work.
Yeni yönetmeliğe göre çalışma saatleri yeniden düzenlendi.
Working hours were reorganized according to the new regulation.
Elon.io is an online learning platform
We have an entire course teaching Turkish grammar and vocabulary.