Lesson 105

QuestionAnswer
Before dinner I go out for a short walk.
Akşam yemeğinden önce kısa bir yürüyüşe çıkıyorum.
Before going for a walk, I change my shoes.
Yürüyüş yapmadan önce ayakkabılarımı değiştiriyorum.
on Monday mornings
Pazartesi sabahları
On Monday mornings I walk in the park.
Pazartesi sabahları ben parkta yürüyorum.
On Monday mornings I usually feel a bit tense.
Pazartesi sabahları genellikle biraz gergin oluyorum.
on Friday evenings
Cuma akşamları
On Friday evenings I take a walk in the park.
Cuma akşamları parkta yürüyüş yapıyorum.
relaxed
rahat
On Friday evenings, however, I am more relaxed and cheerful.
Cuma akşamları ise daha rahat ve neşeli oluyorum.
the mall
alışveriş merkezi
Today after work I don’t want to go to the mall.
Bugün işten sonra alışveriş merkezine gitmek istemiyorum.
Even in the shopping mall, sometimes I feel lonely.
Alışveriş merkezinde bile bazen kendimi yalnız hissediyorum.
While the meeting room is empty, we work there quietly.
Toplantı odası boşken orada sessizce çalışıyoruz.
Even if the meeting room is full, I still try to stay calm.
Toplantı odası dolu olsa bile, ben yine de sakin kalmaya çalışıyorum.
While studying in the library, I wear my headphones.
Kütüphanede ders çalışırken kulaklığımı takıyorum.
Even if my headphones are broken, I want to study in the library.
Kulaklık bozuk olsa bile, kütüphanede çalışmak istiyorum.
while
-erken
When going by car, finding parking is sometimes very hard.
Arabayla giderken otopark bulmak bazen çok zor oluyor.
Even if the parking lot is full, I try to get to the meeting on time.
Otopark dolu olsa bile toplantıya zamanında gitmeye çalışıyorum.
to put in
yerleştirmek
While packing my suitcase, I first put in the important things.
Bavul hazırlarken önce önemli şeyleri yerleştiriyorum.
Even if my suitcase is heavy, I don’t want to have anyone carry it.
Bavulum ağır olsa bile kimseye taşıtmak istemiyorum.
While you are speaking, I want nobody to interrupt you.
Sen konuşurken kimsenin seni bölmemesini istiyorum.
While I am listening, I take notes, so I remember better.
Ben dinlerken not alıyorum, böylece daha iyi hatırlıyorum.
to get distracted
dağılmak
I don’t text while walking, because my attention is easily distracted.
Yürürken mesaj yazmıyorum, çünkü dikkatim kolayca dağılıyor.
to enjoy
hoşlanmak
Even if the film is boring, I enjoy going to the cinema with you.
Film sıkıcı olsa bile, seninle sinemaya gitmekten hoşlanıyorum.
I can’t start working without drinking coffee.
Kahve içmeden çalışmaya başlayamıyorum.
the social media
sosyal medya
I sometimes use social media.
Ben bazen sosyal medya kullanıyorum.
Before opening social media, I try to finish my homework.
Sosyal medyayı açmadan önce ödevimi bitirmeye çalışıyorum.
Before texting you, I read my sentences twice.
Sana mesaj atmadan önce cümlelerimi iki kez okuyorum.
While I am studying, I don’t realize how time passes.
Ders çalışırken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum.
even if
-sem bile
Even if I sometimes think that nobody understands me, I keep studying.
Bazen kimsenin beni anlamadığını düşünsem bile, çalışmaya devam ediyorum.
to go for a run
koşuya çıkmak
I will go for a run this evening, then drink tea.
Bu akşam koşuya çıkacağım, sonra çay içeceğim.
Tomorrow morning, before going for a run, I will check the weather.
Yarın sabah koşuya çıkmadan önce hava durumuna bakacağım.
Even if the weather is rainy, I want to take a short walk.
Hava yağmurlu olsa bile kısa bir yürüyüş yapmak istiyorum.
When I am late, I let you know immediately, because I don’t want you to worry.
Geç kalınca sana hemen haber veriyorum, çünkü endişelenmeni istemiyorum.
this year
bu yıl
This year I am reading more books.
Bu yıl daha çok kitap okuyorum.
I promise that I will read more books this year, and I truly believe in this.
Bu yıl daha çok kitap okuyacağıma söz veriyorum ve buna gerçekten inanıyorum.