olarak

Usages of olarak

Özen göstermezsek, o adımlar bize sorun olarak dönüşür.
If we do not show care, those steps will turn into a problem for us.
Ben kitabı zihinsel egzersiz olarak kullanıyorum.
I am using the book as mental exercise.
Senin küçük bir fikrin bile büyük katkı olarak kabul edilebilir.
Even your small idea can be regarded as a big contribution.
Arkadaşım yurt dışına taşındığından, onunla artık yüz yüze değil, ama çevrimiçi olarak görüşüyoruz.
Because my friend moved abroad, we no longer meet face-to-face, but we meet online.
Her yetişkin, toplumun bir parçası olarak sorumluluk taşır.
Every adult bears responsibility as a part of society.
Bu cümlenin içinde kullandığım “ki” yapısı, ilişkili bilgiyi ek bilgi olarak sunar.
The use of “ki” in this sentence provides related information as additional detail.
Evimizde geri dönüşüm kutuları bulunuyor; biz düzenli olarak geri dönüşüm yapmalıyız.
There are recycling bins in our house; we must recycle regularly.
O, vizyoner bir girişimci olarak geleceği şekillendiriyor.
He is shaping the future as a visionary entrepreneur.
Her ne kadar zorluklar çıkarsa da, ekip olarak sinerji içinde çalışmaya devam etmeliyiz.
Even though difficulties arise, we must continue to work in synergy as a team.
Yeni sistemle çalışırken, entegre etmek ve revize etmek temel adımlar olarak öne çıkıyor.
While working with the new system, integrating and revising emerge as fundamental steps.
Başarı, sürekli çalışmanın tezahürü olarak görülür.
Success is seen as a manifestation of continuous effort.
Yeni yüzey pürüzsüz ve parlak; bu, kalite göstergesi olarak kabul ediliyor.
(The new surface is smooth and shiny; this is regarded as a sign of quality.)
Elon.io is an online learning platform
We have an entire course teaching Turkish grammar and vocabulary.

Start learning Turkish now