Usages of sessiz
Yeni bir kural yürürlükte, bu yüzden kütüphanede daha sessiz olmamız gerekiyor.
A new rule is in effect, so we need to be quieter in the library.
Sınıf sessiz.
The classroom is quiet.
Bazen evde rüzgarın sesini işitmek beni rahatlatıyor, özellikle gece sessiz olunca.
(English: “Sometimes hearing the wind at home relaxes me, especially when it’s quiet at night.”)
Sessiz ortamda fısıldamak daha kolaydır, yoksa insanlar bizi işitebilir.
It’s easier to whisper in a quiet environment; otherwise, people might hear us.
Tatil evi çok sessiz.
The vacation house is very quiet.
Ders çalışmak için sessiz ortam gerekli.
A quiet environment is necessary for studying.
Etraf sessiz.
The surroundings are quiet.
Sonbaharda zemin yapraklarla kaplanırken yürümek daha sessiz oluyor.
Walking becomes quieter in autumn as the ground is covered with leaves.
Maden alanı kasabaya göre daha izole ve sessiz.
The mining area is more isolated and quieter compared to the town.
Karanlık gece çok sessiz.
The dark night is very quiet.
Kütüphane sessiz görünse de öğle saatinde oldukça gürültülü oluyor.
Although the library looks quiet, it becomes quite noisy at noon.
Park sessiz olunca radyo programlarını rahatça dinleyebilirim.
I can comfortably listen to radio programs when the park is quiet.
Stüdyo küçük ve sessiz.
The studio is small and quiet.
Pazar yeri erken saatlerde daha sessiz.
The bazaar is quieter early in the morning.
Elon.io is an online learning platform
We have an entire course teaching Turkish grammar and vocabulary.