Usages of yağmak
Bugün yağmur yağıyor, evde oturup çay içmek için güzel bir zaman.
It’s raining today; it’s a good time to sit at home and drink tea.
Camdan dışarı bakmak, yağmurun ne kadar güçlü yağdığını görmek için iyi bir yol.
Looking out the window is a good way to see how heavily it’s raining.
Yağmur yağıyor, bu yüzden ben otobüse binmek zorunda kalıyorum.
It is raining, therefore I have to take the bus.
Dışarıda yağmur yağıyor, aslında ben evde kitap yazıyorum.
It is raining outside; actually, I am writing a book at home.
Yağmur yağdığında, ben evde kalıyorum.
When it rains, I stay at home.
Yağmur yağarken, yıkıcı damlalar sokakları ıslattı ve ben pencereyi açtım.
As it rained, destructive droplets soaked the streets and I opened the window.
Patika yağmur yağınca kaygan oluyor.
The trail becomes slippery when it rains.
Elon.io is an online learning platform
We have an entire course teaching Turkish grammar and vocabulary.