Usages of görünmek
Bazıları sihir gibi görünen olaylara inanıyor, ama gerçek bazen farklıdır.
Some people believe in events that seem like magic, but reality is sometimes different.
Bugün her şey sorunsuz görünüyor.
Today everything looks problem-free.
Okulda yeni bir sistem kurulmuş, artık ders programı çevrimiçi görünüyor.
A new system has been set up at the school; now the class schedule is shown online.
Onun not aldığı defter, karışık görünmesine rağmen çok faydalı bilgiler içeriyor.
The notebook that he took notes in looks messy, yet it contains very useful information.
Bu bardak, diğeri kadar büyük değil ama daha şık görünüyor.
(English: “This glass is not as big as the other one, but it looks more elegant.”)
Pencereden dışarı bakınca manzara daha güzel görünüyor.
When I look out the window, the view looks more beautiful.
Rapordaki yazım hatası düzeltilince belge eksiksiz görünüyor.
When the typo in the report is corrected, the document looks complete.
Şelale küçük görünmesine karşın devasa kayalardan süzülerek etkileyici bir manzara sunuyor.
Although the waterfall looks small, it flows over massive rocks to present an impressive sight.
Elon.io is an online learning platform
We have an entire course teaching Turkish grammar and vocabulary.