Usages of kolayca
Oturduğum binanın balkonu oldukça geniş, ben ise araç park etmeyi kolayca hallediyorum.
The balcony of the building where I live is quite spacious, and I easily manage to park my vehicle.
Ben kitabı kolayca okuyorum.
I am reading the book easily.
Arkadaşım oldukça hoşgörülü ve insanlarla kolayca anlaşır.
My friend is very tolerant and gets along easily with people.
Bulaşık bezi kirli tabakları kolayca temizler.
A dishcloth easily cleans dirty plates.
Öğrenciler işbirliği ile karmaşık projeleri kolayca tamamlıyor.
The students easily complete complex projects through cooperation.
Elon.io is an online learning platform
We have an entire course teaching Turkish grammar and vocabulary.