Usages of keyifli
Bahar gelince tatlılar daha keyifli oluyor, ben dondurma bile yiyorum.
When spring comes, desserts become more enjoyable; I even eat ice cream.
Sinema keyifli.
The cinema is enjoyable.
Müzik türü keyifli.
The music genre is enjoyable.
Akşam, arkadaşlarla yapılan muhabbet keyifli ve samimi geçti.
In the evening, the friendly chat with friends was enjoyable and sincere.
Ailemle dağda piknik yapmak keyifli.
Having a picnic in the mountains with my family is enjoyable.
Patikayı takip ettikçe yürüyüşümüz daha da keyifli hâle geldi.
As we followed the path, our hike became more and more enjoyable.
Oturma odasındaki kanepe ve sehpa kitap okumayı keyifli kılıyor.
The sofa and coffee table in the living room make reading books enjoyable.
Akşam bahçede arkadaşlarla saklambaç oynamak çok keyifli.
Playing hide-and-seek with friends in the garden in the evening is very enjoyable.
Elon.io is an online learning platform
We have an entire course teaching Turkish grammar and vocabulary.