Usages of kırmak
kırık
broken
Kolumu kır!
Break my arm!
Kemiklerini kırayım mı senin?
Shall I break your bones?
Demin düşen bardağı ben kırdım.
I broke the glass which fell just now.
kırılmak
to be physically broken or fractured
Babamın burnunu kırdığı hırsız
The thief whose nose my father broke
Elon.io is an online learning platform
We have an entire course teaching Turkish grammar and vocabulary.