var

Usages of var

Kahve var.
There is coffee.
Ağaçta (bir) kedi var.
There is a cat in the tree.
Bahçede köpekler var.
There are dogs in the garden.
Ağaçta (bir) kedi var mı?
Is there a cat in the tree?
Kahve ve çay var.
There is coffee and tea.
Kahve yok, ama çay var.
There is no coffee, but there is tea.
Kahve yok, fakat çay var.
There is no coffee, but there is tea.
Kahve var mı? - Var.
Is there coffee?
- There is.
Çay var mı? - Yok.
Is there tea?
- There is not.
Kahve yok mu? - Var.
Is there no coffee?
- There is.
Orada (bir) pazar var.
There is a market over there.
(Benim) ağrım var.
I have pain.
(Onun) pahalı (bir) saati var.
He has an expensive watch.
(Onun) güzel (bir) çantası var.
She has a beautiful bagÇ.
(Senin) bisikletin var mı?
Do you have a bicycle?
(Onun) bir güzel çantası var.
She has one beautiful bagÇ.
(Benim) el çantamda (bir) kedi var.
There is a cat in my handbag.
(Sizin) suyunuzda (bir) böcek var.
There is an insect in your water.
(Senin) kafanın üzerinde bir böcek var.
There is an insect on topÜZ of your headK.
Neler var?
What all is thereN V?
Çiftlikte inekler ve tavuklar ve benzeri var.
On a farm, there are cows and chickens and suchlikeBE.
Birkaç kedi var.
There are a few cats.
Bahçede birçok kedi var.
There are a lot of cats in the garden.
Az kahvemiz var. Bakkaldan daha fazla al lütfen.
We have little coffee. Buy more from the grocery please.
Bakkala gitme. Hala biraz ekmeğimiz var.
Don't go to the grocery. We still have someB bread.
Daha ne var?
What else is there?
Kahvemde çok fazla süt var.
There is too much milk in my coffee.
(Benim) çok param var.
I have a lot of money.
Cadının siyah (bir) kedisi var.
The witch has a black cat.
(Sizin) yirmi dakikanız var mı?
Do you have twenty minutes?
Ette çok protein var.
There are lots of proteins inside meat.
Birada ve şarapta alkol var.
There is alcohol inside beer and wine.
Çok trafik var.
There is a lot of traffic.
(Sizin) haritanız var mı?
Do you have a map?
Bu evin üç yatak odası var.
This house has three bedrooms.
Aynısı bende var.
I have the same one.
Biraz şekerimiz var sanırım.
We have a little sugar I think.
Bu vadinin deresinde birçok balık ve böcek var.
In this valley's brook, there are many fish and bugs.
Pazarlık payı var mı?
Do you do bargaining? [Lit. Is there a share for bargain?]
varsaymak
to assume
Yatağın üzerinde bir kedi vardı.
There was a cat above the bed.
Telefonunuzun şarjı varmış.
Your phone has battery.APPARENTLY
Erik'in bir zihinsel bozukluğu varmış.
Erik has a mental disorder.APPARENTLY
Hakim özellikle Kamil'e sordu: "Son bir isteğin var mı?"
The judge asked Kamil in particular: "Do you have a last wish?"
İşten eve yaklaşık elli kilometre vardır.
There is [probably] about fifty kilometers from work to home.
Bu saatte çok trafik vardır, gitmeyin.
There is probably a lot of congestion at this hour, don't go.
Saat dokuza yirmi var.
It's twenty minutes to nine. (08:40)
Saat dörde çeyrek var.
It's quarter to four. (03:45)
Saat yediye kırk var.
It's forty minutes to seven. (06:20)
Salıları kitap kulübümüz var.
We have book club on Tuesdays.
Noyan'ın kirpikleri var.
Noyan has eyelashes.
İki çeşit zeytinimiz var: siyah ve yeşil.
We have two kinds of olive: black and green.
Ege Bölgesi'nde incir ağaçları ve üzüm bağları var.
There are fig trees and vineyards in the Aegean Region.
Çenem var dilim yok.
I have a chin, I don't have a tongue.
Evde çok güzel balkabağı tatlısı var.
There is a very good pumpkin dessert at home.
Biyoloji sınıfında bir iskeletimiz var.
In the biology classroom we have a skeleton.
Kamil'in atıldığı barda değişik içkiler var.
There are various drinksALCOHOL BASED in the bar where Kamil was thrown out.
Mecidiyeköy'de almam gereken üç tane şey var.
There are three things in Mecidiyeköy that I need to buy.
The literal translation would be: In Mecidiyeköy, there are three things my buying needed.
Alkol varsa gelirim.
If there's alcohol I will come.
Varsa Türk kahvesi alabilir miyim?
If there is, can I get a Turkish coffee?
Biraz cesareti varsa o işe başvurur.
If he has a little bit of courage, he will apply to that job.
Yollarda kar varsa araba kullanmayın.
If there is snow on the roads, don't drive.
Aklında var mıydı?
Did you have it in mind?
Öteki odada kim var?
Who is in the other room?
Öbür odada annem var.
My mother is in the other room.
Elon.io is an online learning platform
We have an entire course teaching Turkish grammar and vocabulary.

Start learning Turkish now

You've reached your AI usage limit

Sign up to increase your limit.