Usages of yavaşlatmak
Zeminin pürüzlü yüzeyi kaymayı engelliyor ancak adım atmayı yavaşlatıyor.
The floor’s rough surface prevents slipping but slows down walking.
Sis sürücüleri yavaşlatıyor.
The fog is slowing down the drivers.
Elon.io is an online learning platform
We have an entire course teaching Turkish grammar and vocabulary.