Usages of sakinleşmek
Fırtınalı havada çıkan yıkıcı rüzgar, ağaçları devirdikten sonra sakinleşti.
On a stormy day, the destructive wind calmed down after toppling trees.
Ben işten sonra yürüyüş yapıp derin nefes alarak sakinleşmek istiyorum.
After work, I want to calm down by taking a walk and breathing deeply.
Küçük kız şaşkın görünse de hızla sakinleşti.
Even though the little girl looked surprised, she calmed down quickly.
Ne kadar şaşkın olursam olayım, önce sakinleşmek istiyorum.
However surprised I am, I want to calm down first.
Annem sinirli görünüyordu; ben nazikçe “sakinleşmek ister misin?” diye sordum.
My mother looked angry; I gently asked, “Would you like to calm down?”
Üst üste hata yapınca ara verip sakinleştik.
When we made mistakes back-to-back, we took a break and calmed down.
Elon.io is an online learning platform
We have an entire course teaching Turkish grammar and vocabulary.