Profesör'le kahvaltılarını yeni bitirmişler ve üst katta onlara ayrılan odada - uzun, alçak tavanlı, iki penceresinin bir yöne de iki penceresinin diğer yöne baktığı odadaydılar.They had just finished their breakfast with the professor and they were in the room set apart for them on the top floor - the long room with the low ceiling, two windows which looked out in one direction and (d) two facing the other.