to grow | büyümek |
The journalist's eyes grew. | Muhabirin gözleri büyüdü. |
without showing | göstermeden |
without showing to them | onlara göstermeden |
that he grinned | sırıttığı |
without showing them that he grinned | sırıttığını onlara göstermeden |
he closed his recording device | kayıt cihazını kapattı |
Without showing them that he grinned, he closed his recording device. | Sırıttığını onlara göstermeden kayıt cihazını kapattı. |
to both of you | her ikinize |
to thank | teşekkür etmek |
Thank you | teşekkür ederim |
Thank you to both of you. | Her ikinize teşekkür ederim. |
Thank you to both of you. | Her ikinize teşekkür ederim. |
to disappear /to get lost | kaybolmak |
to disappear /to get lost from sight /vanish | gözden kaybolmak |
by saying | diyerek |
Saying 'Thank you to both of you,'he vanished from sight. | 'İkinize teşekkür ederim,' diyerek gözden kayboldu. |