Her Otostopçunun Galaksi Rehberi 6

QuestionAnswer
absurd / nonsensical / foolish
saçma
It was absurd.
Saçmaydı.
this
bu
and / also
da - de
This too was very absurd.
Bu da çok saçmaydı.
there is not
yok
there was not
yoktu
There were no paper pieces.
Kâğıt parçaları yoktu.
There were no unhappy paper pieces.
Mutsuz kâğıt parçaları yoktu.
piece /grain (used optional after numbers)
tane
Wow ! There are already one hundred and ten new words you have seen.
Vay. Şimdiden gördüğün yüz on tane yeni kelime var.
it is not
değil
it was not
değildi
The paper pieces were not unhappy.
Kâğıt parçaları mutsuz değildi.
It was not the paper pieces who were unhappy.
Mutsuz olan kâğıt parçaları değildi.
being
olan
because
çünkü
because it was not the little paper pieces who were unhappy.
çünkü mutsuz olan küçük kâğıt parçaları değildi.
ultimately / on the whole
eninde sonunda
This too was very absurd, because on the whole it was not the little paper pieces who were unhappy.
Bu da çok saçmaydı, çünkü eninde sonunda mutsuz olan küçük kâğıt parçaları değildi.
existence / presence
varlık
The existence of the problem
Sorunun varlığı
to continue something/maintain / keep / remain / carry on
sürdürmek
The problem continued its existence = the problem persisted
Sorun varlığını sürdürdü.
Thus /so
böylece
Thus the problem persisted (continued its existence)
Böylece sorun varlığını sürdürdü.
uneasy / un comfortable
rahatsız
most of the persons/ people
insanların çoğu
Most of the people were uncomfortable
İnsanların çoğu rahatsızdı.
miserable /wretched
sefil
Wow ! There are already one hundred and twenty new words you have seen.
Vay. Şimdiden gördüğün yüz yirmi tane yeni kelime var.
many
birçok
And many of them were wretched.
Birçoğu da sefildi.
Most of the people were uncomfortable and many of them were wretched.
İnsanların çoğu rahatsızdı birçoğu da sefil.
Thus the problem persisted; most of the people were uncomfortable and many of them wretched.
Böylece sorun varlığını sürdürdü; insanların çoğu rahatsızdı birçoğu da sefil.
even those who had a digital watch.
dijital saati olanlar bile.
Thus the problem persisted; most of the people were uncomfortable and many of them wretched, even those who had a digital watch.
Böylece sorun varlığını sürdürdü; insanların çoğu rahatsızdı birçoğu da sefil, dijital saati olanlar bile