slender built /svelte | ince yapılı |
A slender man | ince yapılı bir adam |
a black robe (.. b.) falling to the floor | yere inen siyah bir cübbe |
simple /plain | sade |
needle | iğne |
a simple needle | sade bir iğne |
to hold /keep | tutmak |
to fasten /stick together /bond | tutturmak |
to be fastened | tutturulmak |
fastened with a plain silver needle | sade bir gümüş iğneyle tutturulmuş |
formless /shapeless/mishappen | şekilsiz |
a formless gray cloak | şekilsiz, gri bir pelerin |
from inside a shapeless gray cloak, fastened with a plain silver needle | sade bir gümüş iğneyle tutturulmuş şekilsiz, gri bir pelerinin içinden |
it being clear that he was thin | ince olduğu belli olan |
it being clear that he was thin even from inside a black robe falling until the floor and a formless gray cloak fastened with a plain silver needle | yere inen siyah bir cübbe ve sade bir gümüş iğneyle tutturulmuş şekilsiz, gri bir pelerinin içinden bile ince olduğu belli olan |
the shades of his deep hood (b) | derin başlığının gölgeleri |
he watched from inside the shades of his deep hood (b) | derin başlığının gölgelerinin içinden izliyordu |
A slender built man was watching from inside the shades of his deep hood. | İnce yapılı bir adam derin başlığının gölgelerinin içinden izliyordu. |
A slender built man - it being clear that he was thin even from inside a black robe falling until the floor and a formless gray cloak fastened with a plain silver needle- was watching from inside the shades of his deep hood. | İnce yapılı bir adam- yere inen siyah bir cübbe ve sade bir gümüş iğneyle tutturulmuş şekilsiz, gri bir pelerinin içinden bile ince olduğu belli olan- derin başlığının gölgelerinin içinden izliyordu. |