though / in spite of (r) | rağmen |
to encounter /meet /experience /come across | karşılaşmak |
though having encountered | karşılaşmış olmasına rağmen |
frequently /time after time/ repeatedly | defalarca |
view /sight /landscape / scenery | manzara |
this kind of /such | bu tür |
though having repeatedly encountered such sights (m) | bu tür manzaralarla defalarca karşılaşmış olmasına rağmen |
still (stronger than hala) /more | daha |
first | ilk |
hours | saatler |
morning | sabah |
the first hours of the morning | sabahın ilk saatleri |
Is it because it's still only the first hours of the morning? | Daha sabahın ilk saatleri olduğundan mı? |
or /otherwise /or else | yoksa |
because I have started | başladığımdan |
to get old /to age | yaşlanmak |
because I have started to get old | yaşlanmaya başladığımdan |
or is it because I have now started to get old | yoksa artık yaşlanmaya başladığımdan mı |
Was it because it was still only the first hours of the morning or was it that I have started to get old, it is unknown | Daha sabahın ilk saatleri olduğundan mı, yoksa artık yaşlanmaya başladığımdan mı bilinmez |
corps | cesede |
to be bothered /troubled /annoyed /distressed /disgruntled / pertubed /put off | canını sıkmak |
I was disturbed | canımı sıktı |
For some reason, to look at the corpse distressed me. | Nedense, cesede bakmak canımı sıktı. |
Though having encountered this kind of sights repeatedly, was it because it was still only the first hours of the morning or was it that I have started to get old, for some reason to look at the corpse distressed me. | Bu tür manzaralarla defalarca karşılaşmış olmasına rağmen, daha sabahın ilk saatleri olduğundan mı yoksa artık yaşlanmaya başladığımdan mı bilinmez, nedense, cesede bakmak canımı sıktı. |