strange /odd /weird (g) | garip |
'This is very strange(g) .' | 'Bu çok garip.' |
she advanced one, two more steps | bir iki adım daha ilerledi |
'This is very strange(g) .' said she and advanced one, two more steps. | 'Bu çok garip.' dedi ve bir iki adım daha ilerledi. |
A moment later | Bir an sonra |
to touch her hands and her face | ellerine ve yüzüne dokunmak |
the thing touching her hands and her face | ellerine ve yüzüne dokunan şey |
thorny | dikenli |
the thing being something thorny | şeyin dikenli bir şey olduğu |
She noticed that the thing was something thorny. | şeyin dikenli bir şey olduğunu fark etti |
coarse / rough /rude | kaba |
a hard, rough and thorny thing | sert, kaba ve dikenli bir şey |
it was not fur but a hard, rough and thorny thing | kürk değil sert, kaba ve dikenli bir şeydi |
the thing was not any longer soft fur but a hard, rough and thorny thing | şey artık yumuşak kürk değil, sert, kaba ve dikenli bir şeydi |
she noticed that the thing was not any longer soft fur but a hard, rough and thorny thing | şeyin artık yumuşak kürk değil, sert, kaba ve dikenli bir şey olduğunu fark etti |
even | hatta |
even thorny | hatta dikenli |
She noticed that the thing was no longer soft fur but something hard, rough and even thorny. | şeyin artık yumuşak kürk değil, sert, kaba ve hatta dikenli bir şey olduğunu fark etti |
A moment later she noticed that the thing touching her hands and her face was no longer soft fur but something hard, rough and even thorny. | Bir an sonra ellerine ve yüzüne dokunan şeyin artık yumuşak kürk değil sert, kaba ve hatta dikenli bir şey olduğunu fark etti. |