Usages of çıkmak
(Ben) evden çıkıyorum.
I am going out of the house.
Şemsiyesini almadan evden çıktı.
He went out of the house without taking his umbrella.
Hangisi dışarı çıkıyor?
Which one is going out?
çıkarmak
to take off, to remove
O durumda kendi sokağımızdan bile çıkamıyoruz.
In that case we can't even go out of our own street.
Kamil'in acilen dışarı çıkması gerekiyor.
Kamil needs to leave immediately. [Lit.] Kamil's immediate going outside is necessary.
Operaya yetişmeleri için şimdi çıkmaları gerekiyor.
It is necessary for them to leave now in order (for them) to make it to the opera.
Düşünce Polisleri demin ofisten çıktılar.
The Thought Police just left the office.
Çocuğun karnı acıkmıştır sonra yemek yemeye çıkmıştır.
(Apparently) The kid probably got hungry and then (probably) went out to eat food.
İkiye çeyrek kala çıkalım mı?
Shall we leave at quarter to two? (01:45)
alışverişe çıkmak
to go out shopping, to go shopping
Elon.io is an online learning platform
We have an entire course teaching Turkish grammar and vocabulary.