| to steal | çalmak |
| Naughty children stole the apples on the tree. | Yaramaz çocuklar ağaçtaki elmaları çaldılar. |
| wedding | düğün |
| boring | sıkıcı |
| The wedding in August will be very boring. | Ağustostaki düğün çok sıkıcı olacak. |
| visit | ziyaret |
| week | hafta |
| My (paternal) aunt will come to visit us next week. | Halam sonraki hafta bize ziyarete gelecek. |
| moleON THE SKIN | ben |
| Did you go to the doctor for the mole on your ass? | Kıçındaki ben için doktora gittin mi? |
| stupid, idiot | salak |
| stupidity, idiocy | salaklık |
| to ask | sormak |
| question | soru |
| problem | sorun |
| Stupidity is the biggest problem in education. | Salaklık eğitimdeki en büyük sorun. |
