Question | Answer |
---|---|
shopping [Lit.] taking-giving | alışveriş |
to shop | alışveriş yapmak |
shop, store | dükkan |
expensive | pahalı |
cheap | ucuz |
discount | indirim |
bargaining | pazarlık |
large store | mağaza |
to bargain | pazarlık yapmak |
share | pay |
Do you do bargaining? [Lit. Is there a share for bargain?] | Pazarlık payı var mı? |
How much is that? | Şu ne kadar? |
From which store do you get your clothes? | Giysilerini hangi mağazadan alıyorsun? |
owner, proprietor | sahip |
to own, to have | sahip olmak |
The owner of this shop knows me. | Bu dükkanın sahibi beni tanır. |
Let's go to the bazaar today. | Pazara gidelim bugün. |
difference | fark |
different | farklı |
consumer | tüketici |
to use, to make use of something | kullanmak |
product | ürün |
Different consumers use different products. | Farklı tüketiciler farklı ürünler kullanır(lar). |
customer | müşteri |
decision | karar |
to decide | karar vermek |
Some customers decided. | Bazı müşteriler karar verdi. |
brand, trademark | marka |
kilogram, kilo | kilo |
magazine, journal | dergi |
How many kilos are these magazines? | Bu dergiler kaç kilo? |
Your questions are stored by us to improve Elon.io