How to make conditional sentences 5

QuestionAnswer
available; vacant, suitable
müsait
If you are available my mother will come visit.
Müsaitseniz annem ziyarete gelecek.
If your friend is a lawyer can s/he call me please?
Arkadaşınız avukatsa beni arayabilir mi lütfen?
If they are French, they (probably) drink a lot of wine.
Onlar Fransızsa çok şarap içiyorlardır.
faucet, spigot
musluk
to leakINTRANSITIVE
sızmak
to leakTRANSITIVE
sızdırmak
repairman, mechanic, tinker
tamirci
to summon, to call
çağırmak
If the faucet is leaking let's call a repairman.
Musluk sızdırıyorsa bir tamirci çağıralım.
secret
sır
If s/he knows our secret, we must kill him/her.
Sırrımızı biliyorsa onu öldürmeliyiz.
If you want food, cook (do) it yourself.
Yemek istiyorsan kendin yap.
attire, apparel, clothing
kıyafet
judgement, ruling; conclusion
yargı
to judge
yargılamak
to be judged
yargılanmak
If I will be judged because of my clothes, I won't come to the party.
Kıyafetlerim yüzünden yargılanacaksam partiye gelmem.
to get mad, to get angry
sinirlenmek
If you are going to get mad like this, let's not play.
Böyle sinirlenecekseniz oynamayalım.
to make rules, to set rules
kural koymak
referee; arbitrator
hakem
If the referee is going to set the rules, (then) there is no problem.
Kuralları hakem koyacaksa sorun yok.

Contributors