Usages of rahatlatmak
Bazen evde rüzgarın sesini işitmek beni rahatlatıyor, özellikle gece sessiz olunca.
(English: “Sometimes hearing the wind at home relaxes me, especially when it’s quiet at night.”)
Müzik beni rahatlatıyor.
Music relaxes me.
Bu kupa benim en sevdiğim kupam, içinden sıcak çay içmek beni rahatlatıyor.
This mug is my favorite mug; drinking hot tea from it relaxes me.
Teşekkür etmek, vicdanı rahatlatır ve insanları mutlu eder.
Expressing thanks relaxes the conscience and makes people happy.
Yazın o kanyonun içinden esen serin esinti vücudu ve zihni rahatlatır.
In summer, the cool breeze blowing through that canyon relaxes the body and mind.
Elon.io is an online learning platform
We have an entire course teaching Turkish grammar and vocabulary.