last / passed | geçen |
year (s) | sene |
year (y) | yıl |
last year (s) | geçen sene |
blackberry / Brombeere | böğürtlen |
blackberries | böğürtlenler |
branches | dallar |
blackberry branches | böğürtlenlerin dalları |
on blackberry branches | böğürtlenlerin dalları üzerinde |
on the blackberry branches | böğürtlenlerin dallarının üzerinde |
last year's entwined blackberry branches | geçen senenin böğürtlenlerinin dolaşık dalları |
spider | örümcek |
net | ağ |
cobweb / spidernet | örümcek ağı |
cobwebs / spidernets | örümcek ağları |
to weave | örmek |
The spider is weaving a net. | Örümcek ağ örüyor. |
A spider was weaving its net in the tree. | Bir örümcek ağaçta ağını örüyordu. |
Spiders were weaving their nets in the trees. | Örümcekler ağaçlarda ağlarını örüyordu. |
under the trees | ağaçların altına |
on top of / upon /onto (dat) | üzerine |
stones | taşlar |
upon the stones | taşların üzerine |
to scatter | saçmak |
to be scattered | saçılmak |
scattered stones | saçılmış taşlar |
upon scattered stones | saçılmış taşların üzerine |
upon the stones scattered under the trees | ağaçların altına saçılmış taşların üzerine |
brown nets | kahverengi ağlar |
The blackberry branches were spreading brown nets. | Böğürtlenlerin dalları kahverengi ağlar yayıyordu. |
Last year's entangled blackberry branches were spreading brown nets over the stones. | Geçen senenin böğürtlenlerinin dolaşık dalları taşların üzerine kahverengi ağlar yayıyordu. |
Last year's entangled blackberry branches were spreading brown nets over the stones spread under the trees.. | Geçen senenin böğürtlenlerinin dolaşık dalları ağaçların altına saçılmış taşların üzerine kahverengi ağlar yayıyordu. |