though /although (g) | gerçi |
really / truly / indeed | gerçekten |
to wait (for) / to expect / to hope for + Acc | beklemek |
these | bunlar |
He is expecting them (these) / he is waiting for them | Bunları bekliyor |
He was expecting them (these) / he was waiting for them | Bunları bekliyordu |
He did not expect them | Bunları beklemiyordu |
He really did not expect them. | Bunları gerçekten beklemiyordu |
He did not expect them, though | Gerçi bunları beklemiyordu |
He really was expecting them. | Bunları gerçekten bekliyordu. |
Though he was not expecting them, indeed | Gerçi bunları beklemiyordu, gerçekten |
anyway / already /as a matter of fact / in first place | zaten |
This spring he did not expect them anyway / in first place | Bu bahar bunları zaten beklemiyordu. |
Though he was not really expecting them, this spring he did not expect them anyway . | Gerçi bunları beklemiyordu, gerçekten, bu bahar bunları zaten beklemiyordu. |