handkerchief | mendil |
to get out /leave /exit | çıkmak |
to get sthg out | çıkarmak |
Tresting got out a handkerchief. | Tresting bir mendil çıkardı. |
front / forehead | alın |
his front | alnı |
to wipe /delete | silmek |
He wiped his forehead. | Alnını sildi. |
Getting out a handkerchief Tresting wiped his forehead. | Tresting bir mendil çıkararak alnını sildi. |
heat /hot | sıcak |
temperature /heat | sıcaklık |
the noon heat /the midday heat | öğlen sıcağı |
against /towards +dative | karşı |
against the midday heat | öğlen sıcağına karşı |
shade /shadow | gölge |
the shade of the parasol | şemsiyenin gölgesi |
grateful /thankful +dative | minnettar |
He was grateful | minnettardı |
He was grateful for the shade of the parasol. | Şemsiyenin gölgesine minnettardı. |
He was grateful for the shade of the parasol against the midday heat. | Öğlen sıcağına karşı şemsiyenin gölgesine minnettardı. |
Getting out a handkerchief Tresting wiped his forehead, he was grateful for the shade of the parasol against the midday heat. | Tresting bir mendil çıkararak alnını sildi, öğlen sıcağına karşı şemsiyenin gölgesine minnettardı. |