his own /himself | kendi |
personal | kişisel |
he had (+possessive) | vardı |
he had obligators | obligatörleri vardı |
he had his own personal obligators | kendi kişisel obligatörleri vardı |
mansion | köşk |
Tresting's mansion | Tresting'in köşkü |
Tresting had his own personal obligators in his mansion | Tresting'in köşkünde kendi kişisel obligatörleri vardı |
back (a) | arka |
in the back | arkada |
that was in the back | arkadaki |
Tresting had his own personal obligators back in his mansion | Tresting'in arkadaki köşkünde kendi kişisel obligatörleri vardı. |
Tresting also had his own personal obligators back in the mansion. | Tresting'in arkadaki köşkünde kendi kişisel obligatörleri de vardı. |
only | sadece |
small/tiny | ufak |
officer/ civil servant | memur |
but they were only minor functionaries | ama onlar sadece ufak memurlardı |
their eyes | onların gözleri |
around their eyes | onların gözlerinin etrafında |
sign /mark /signal | işaret |
around their eyes were only a few marks. | onların gözlerinin etrafında sadece birkaç işaret vardı. |
Tresting also had his own personal obligators back in the mansion, but they were only minor functionaries; around their eyes were only a few marks. | Tresting'in arkadaki köşkünde kendi kişisel obligatörleri de vardı ama onlar sadece ufak memurlardı; onların gözlerinin etrafında sadece birkaç işaret vardı. |