Reading Turkish: Sissoylu Vol. 1 - Son İmperatorluk - Brandon Sanderson 20 - Öndeyiş - s

QuestionAnswer
to complainşikâyet etmek
They didn't complainşikâyet etmiyorlardı
Of course they didn't complainŞikâyet etmiyorlardı elbette
mind /intelligenceakıl
their intelligence /their mindsakılları
they were intelligentakılları vardı
they were that smart/intelligent /they had that much senseo kadar da akılları vardı
Of course they didn't complain, they had that much sense...Şikâyet etmiyorlardı elbette, o kadar da akılları vardı...
placeyer
instead (in the place of this)bunun yerine
headbaş
their headsbaşları
to bend sthgeğmek
to be benteğilmek
bent (past passive participle)eğilmiş
their heads bentbaşları eğilmiş
to workçalışmak
they were working their heads bentbaşları eğilmiş çalışıyorlardı
silentsessiz
indifferenceumursamazlık
a silent indifferencesessiz bir umursamazlık
iniçinde
to do business /workiş yapmak
they were doing their workişlerini yapıyorlardı
to movehareket etmek
they movedhareket ediyorlardı
they moved doing their workişlerini yaparak hareket ediyorlardı
they moved doing their work in a silent indifferencesessiz bir umursamazlık içinde işlerini yaparak hareket ediyorlardı
instead they only worked their heads bent, doing their work moving in a silent indifferencebunun yerine sadece başları eğilmiş çalışıyor sessiz bir umursamazlık içinde işlerini yaparak hareket ediyorlardı.
Of course they didn't complain, they had that much sense, instead they only worked their heads bent, doing their work moving in a silent indifferenceŞikâyet etmiyorlardı elbette, o kadar da akılları vardı; bunun yerine sadece başları eğilmiş çalışıyor, sessiz bir umursamazlık içinde işlerini yaparak hareket ediyorlardı.