Öndeyiş - l

QuestionAnswer
eye
göz
to throw
atmak
to glance (lit. to throw an eye at)
göz atmak
(verb ending that expresses that during the action independantly sthg else is happening) when / while
- ken
While Lord Tresting was glancing
Lord Tresting göz atarken
towards (+dat)
doğru
towards the sky
göğe doğru
While Lord Tresting was glancing towards the sky
Lord Tresting göğe doğru göz atarken
servant
hizmetkâr
servants
hizmetkârlar
his servants
hizmetkârları
umbrella /parasol
şemsiye
to open
açmak
he opened /(with pl pronoun: they opened)
açtı
He opened an umbrella.
Bir şemsiye açtı.
His servants opened a parasol.
Hizmetkârları bir şemsiye açtı.
on top of / over (direction/movement > dative)
üstüne
His servants opened a parasol over Tresting.
Hizmetkârları Tresting üstüne bir şemsiye açtı.
While Lord Tresting was glancing towards the sky his servants opened a parasol over Tresting.
Lord Tresting göğe doğru göz atarken hizmetkârları Tresting üstüne bir şemsiye açtı.
guest /visitor (m)
misafir
guests (m)
misafirler
His servants opened a parasol over his guest.
Hizmetkârları misafirinin üstüne bir şemsiye açtı.
with /and
ile
Tresting and (i) his guest
Tresting ile misafiri
over Tresting and his guest
Tresting ile misafirinin üstüne
His servants opened a parasol over Tresting and his guest.
Hizmetkârları Tresting ile misafirinin üstüne bir şemsiye açtı.
While Lord Tresting was glancing towards the sky his servants opened a parasol over Tresting and his guest.
Lord Tresting göğe doğru göz atarken hizmetkârları Tresting ile misafirinin üstüne bir şemsiye açtı.
respect
saygı
worthy of
değer
worthy of respect /honorable /respectable/esteemed
saygı değer
his honourable guest
saygı değer misafiri
While Lord Tresting was glancing towards the sky his servants opened a parasol over Tresting and his honourable guest.
Lord Tresting göğe doğru göz atarken hizmetkârları Tresting ile saygı değer misafirinin üstüne bir şemsiye açtı
to burst /rush/dash/plunge /leap/hurl oneself /launch out into
atılmak
forward
öne
His servants leaped forward
Hizmetkârları öne atıldı
His servants leaped forward and opened a parasol.
Hizmetkârları öne atıldı ve bir şemsiye açtı.
eyebrow
kaş
his eybrows
kaşları
to wrinkle /knit
çatmak
to frown
kaşlarını çatmak
He frowned and...
kaşlarını çatıp
While Lord Tresting frowned and glanced towards the sky.
Lord Tresting kaşlarını çatıp göğe doğru göz atarken
noon /midday
öğle(n)
the noon sky /the midday sky
öğlen göğü
towards the midday sky
öğlen göğüne doğru
red /scarlet /crimson
kızıl
the red midday sky
kızıl öğlen göğü
While Lord Tresting was glancing towards the red midday sky
Lord Tresting kızıl öğlen göğüne doğru göz atarken
While Lord Tresting frowned and was glancing towards the red midday sky his servants leaped forward and opened a parasol over Tresting and his honourable guest.
Lord Tresting kaşlarını çatıp kızıl öğlen göğüne doğru göz atarken hizmetkârları öne atıldı ve Tresting ile saygı değer misafirinin üstüne bir şemsiye açtı.