loud | yüksek |
the voice came out loud | ses yüksek çıktı |
the voice came out louder | ses daha yüksek çıktı |
the voice came out louder than Rachel thought | ses Rachel'ın düşündüğünden daha yüksek çıktı |
when the voice came out louder than Rachel thought | ses Rachel'ın düşündüğünden daha yüksek çıkınca |
When her voice came out louder than Rachel thought | Sesi Rachel'ın düşündüğünden daha yüksek çıkınca |
hanging /suspended | asılı |
to stay suspended | asılı kalmak |
for a while | bir süre |
space /emptyness /void | boşluk |
in the space /in the void | boşlukta |
temporary | geçici |
temporarily | geçici bir süre |
the words stayed temporarily suspended in the void. | kelimeler geçici bir süre boşlukta asılı kaldı |
When her voice came out louder than Rachel thought, the words stayed temporarily suspended in the void. | Sesi Rachel'ın düşündüğünden daha yüksek çıkınca, kelimeler geçici bir süre boşlukta asılı kaldı. |
around (loc.) | etrafta |
Those eating around | Etrafta yemek yiyenler |
reluquer /look from the corner of the eye /ogle | yan gözle süzmek |
They watched her from the corner of their eyes. | Yan gözle onu süzdüler. |
Those eating around watched her from the corner of their eyes. | Etrafta yemek yiyenler yan gözle onu süzdüler. |