bye bye (said by the person staying) | güle güle |
darling (t) | tatlım |
Bye bye, darling, (t). | Güle güle, tatlım. |
office | ofis |
stop by /drop in / visit | uğramak |
sometime | bir ara |
Stop by the office sometime | Bir ara ofise uğra |
say hello | bir merhaba de |
Stop by the office sometime and say hello. | Bir ara ofise uğrayıp bir merhaba de. |
for God's sake | Tanrı aşkına |
to get married | evlenmek |
And for God's sake get married. | Ve Tanrı aşkına evlen. |
You are thirty-three. | Otuz üç yaşındasın. |
'Bye bye, darling, (t). Stop by the office sometime and say hello. And for God's sake get married. You are thirty-three.' | 'Güle güle, tatlım. Bir ara ofise uğrayıp bir merhaba de. Ve Tanrı aşkına evlen. Otuz üç yaşındasın.' |
secretary | sekreter |
card | kart |
'Thirty-four,' she jumped in. 'Your secretary send a card.' | 'Otuz dört`,' diye atladı. 'Sekreterin kart göndermişti.' |