reaction /response | tepki |
her father's reaction | babasının tepkisi |
to grimace (to fold one's face) | yüzünü buruşturmak |
Rachel grimaced at her father's reaction. | Rachel babasının tepkisine yüzünü buruşturdu. |
to look up (to lift one's head and look) | başını kaldırıp bakmak |
Grimacing at her father's reaction Rachel looked up. | Rachel, babasının tepkisine yüzünü buruşturarak, başını kaldırıp baktı. |
in which purpose | hangi amacıyla |
that this was asked | sorulduğu |
exactly | kesinlikle |
She knew exactly | kesinlikle biliyordu |
She knew exactly in which purpose this was asked. | Hangi amaçla sorulduğunu kesinlikle biliyordu. |