Question | Answer |
---|---|
to grin | sırıtmak |
Sneeden grinned at the Senator. | Sneeden, senatöre sırıttı. |
busy | meşgul |
a very busy woman | çok meşgul bir kadın |
it is understood | anlaşılıyor |
It is understood that your daughter is a very busy woman. | Kızının çok meşgul bir kadın olduğu anlaşılıyor. |