to find | bulmak |
from her bag | çantasından |
with the help of her hands | el yordamıyla |
to grope for (search blindly or uncertainly by feeling with the hands.) | el yordamıyla bulmak |
She groped in her bag for her pager. | Çantasından el yordamıyla çağrı cihazını buldu. |
button | düğme |
to push | basmak |
Rachel pushed five buttons. | Rachel beş düğmeye bastı. |
to confirm | teyit etmek |
She pushed five buttons to confirm. | Teyit etmek için beş düğmeye bastı. |
in order /one by one | sırayla |
She pushed a sequence of five buttons to confirm. | Teyit etmek için sırayla beş düğmeye bastı. |
the person holding the device in her hand | cihazı elinde bulunduran kişi |
that the person holding the device in her hand was really her | cihazı elinde bulunduran kişinin gerçekten kendisi olduğu |
She pushed a sequence of five buttons to confirm that the person holding the device in her hand was really her. | Çihazı elinde bulunduran kişinin gerçekten kendisi olduğunu teyit etmek için sırayla beş düğmeye bastı. |
Rachel groping in her bag for her pager, pushed a sequence of five buttons to confirm that the person holding the device in her hand was really her. | Çantasından el yordamıyla çağrı cihazını bulan Rachel cihazı elinde bulunduran kişinin gerçekten kendisi olduğunu teyit etmek için sırayla beş düğmeye bastı. |