electronic | elektronik |
ringing /jingle | çınlama |
harsh /sharp /high /violent /strong/vehement | şiddetli |
the harsh electronic ringing | şiddetli elektronik çınlama |
to interrupt a conversation | konuşmaları bölmek |
the harsh electronic ringing interrupted the conversation | şiddetli elektronik çınlama konuşmaları bölerdi |
uncomfortable | rahatsız |
making uncomfortable /uncomfortably | rahatsız edici bir şekilde |
actually | aslında |
Actually the harsh electronic ringing interrupted the conversation uncomfortably. | Aslında şiddetli elektronik çınlama konuşmaları rahatsız edici bir şekilde bölerdi. |
at the moment /now | şu anda |
to sound (to come to the ear) | kulağa gelmek |
melodious | melodik |
but at the moment it sounded melodious (to her) | şu anda kulağa melodik geldi |
it could be said | söylenebilirdi |
it could even be said | bile söylenebilirdi |
but at the moment it could be said that it sounded even melodious (to her) | ama şu anda kulağa melodik geldiği bile söylenebilirdi. |
Actually the harsh electronic ringing interrupted the conversation uncomfortably, but at the moment it could be said that it sounded even melodious (to her) . | Aslında şiddetli elektronik çınlama konuşmaları rahatsız edici bir şekilde bölerdi ama şu anda kulağa melodik geldiği bile söylenebilirdi. |