pager (contact device) | çağrı cihazı |
bag | çanta |
that was in Rachel's bag | Rachel'in çantasındaki |
the pager in Rachel's bag | Rachel'in çantasındaki çağrı cihazı |
to ring | çalmak |
The pager in Rachel's bag began to ring. | Rachel'in çantasındaki çağrı cihazı çalmaya başladı. |
execution /renforcement | infaz |
discour / speech | söylev |
her father's renforcement speech | babasının infaz söylevi |
to delay/postpone | ertelemek |
order /command | emir |
the order to postpone | erteleme emri |
as if the order to postpone had come | erteleme emri gelmiş gibi |
as if the order to postpone her father's renforcement speech had come | babasının infaz söylevine erteleme emri gelmiş gibi |
The pager in Rachel's bag began to ring as if the order to postpone her father's renforcement speech had come. | Rachel'in çantasındaki çağrı cihazı, babasının infaz söylevine erteleme emri gelmiş gibi çalmaya başladı. |