New lesson

QuestionAnswer
to think/fancy /suppose
sanmak
I fancy
sanırım
This has to do with trust.
Bunun itimatla ilgisi var.
"I fancy, this has to do with trust."
'Sanırım bunun itimatla ilgisi var.'
The Americans have begun to understand.
Amerikalılar anlamaya başladılar.
to trust
güvenmek
that they trust
güvendikleri
that they will trust
güvenecekleri
that they won't trust
güvenmeyecekleri
that they won't be able to trust
güvenemeyecekleri
The Americans have begun to understand that they won't be able to trust the President.
Amerikalılar Başkan'a güvenemeyeceklerini anlamaya başladılar.
decision
karar
to make difficult decisions
zor kararları vermek
in /for making difficult decisions
zor kararları vermekte
The Americans have begun to understand that they won't be able to trust the President for making difficult decisions.
Amerikalılar zor kararları vermekte Başkan'a güvenemeyeceklerini anlamaya başladılar.
to face (e. g. an audience)
karşısına çıkmak
to face the country
ülkenin karşısına çıkmak
difficult decisions facing the country
ülkenin karşısına çıkan zor kararlar
The Americans have begun to understand that they won't be able to trust the President for making difficult decisions facing the country.
Amerikalılar, ülkenin karşısına çıkan zor kararları vermekte Başkan'a güvenemeyeceklerini anlamaya başladılar.
That's it ! You have come across one thousand turkish words.
İşte bu! Bin tane türkçe kelimeye rastladın.