to smile | gülümsemek |
the Senator smiled | Senatör gülümsedi. |
mouth | ağız |
his mouth | ağzı |
to wipe /erase | silmek |
(by) wiping his mouth | ağzını silerek |
napkin | peçete |
to wipe one's mouth with a napkin | ağzını peçeteyle silmek |
The Senator smiled wiping his mouth with the napkin | Senatör ağzını peçeteyle silerek gülümsedi |
with pleasure | memnuniyetle |
only (y) | yalnız |
Be quick (ç. o.) | Çabuk ol! |
'With pleasure, Ralph. Only be quick!' | 'Memnuniyetle, Ralph. Yalnız çabuk ol.' |
my coffee | kahvem |
to cool sthg | soğutmak |
I don't want to let my coffee get cold. | Kahvemi soğutmak istemiyorum. |
The Senator smiled wiping his mouth with the napkin: 'With pleasure, Ralph. Only be quick!I don't want to let my coffee get cold. ' | Senatör ağzını peçeteyle silerek gülümsedi: 'Memnuniyetle, Ralph. Yalnız çabuk ol. Kahvemi soğutmak istemiyorum.' |
That's it ! You have come across nine hundred turkish words. | İşte bu! Dokuz yüz tane türkçe kelimeye rastladın. |