your working for him | onun için çalışman |
to affect /reflect | etkilemek |
your working for him affects me badly | onun için çalışman beni kötü etkiliyor |
to understand | anlamak |
bad /evil | kötü |
you understand | anlıyorsun |
That's it ! You have come across eight hundred and fifty turkish words | İşte bu! Sekiz yüz elli tane türkçe kelimeye rastladın. |
you don't understand | anlamıyorsun |
you can't understand | anlayamıyorsun |
Can't you understand? | anlayamıyor musun? |
Can't you understand that your working for him is affecting me badly? | onun için çalışmanın beni kötü etkilediğini anlayamıyor musun |
and of course | ve tabi |
my campaign (acc) | kampanyamı |
Rachel, can't you understand that your working for him is affecting me badly? And of course my campaign. | Rachel, onun için çalışmanın beni kötü etkilediğini anlayamıyor musun? Ve tabi kampanyamı. |