life buoy /life raft /flotation ring /Rettungsring | can simidi |
to throw | atmak |
'I want to throw you a flotation ring,' he said | 'Sana bir can simidi atmak istiyorum,' dedi. |
to be aware | farkında olmak |
I am aware of | farkındayım |
I am not aware of | farkında değilim |
I was not aware of | farkında değildim |
to drown | boğulmak |
that I am drowning | boğulduğum |
'I was not aware of that I am drowning.' | 'Boğulduğumun farkında değildim.' |
'Not you, the President is drowning.' | 'Sen değil, Başkan boğuluyor.' |
before it is too late | çok geç olmadan |
ship | gemi |
to jump | atlamak |
to jump on board | gemiye atlamak |
you should jump | atlamalısın |
'You should jump on board before it' s too late.' | 'Çok geç olmadan gemiye atlamalısın.' |