table | masa |
her father's table | babasının masası |
as /while | -diği sırada |
As Rachel went to her father's table | Rachel, babasının masasına gittiği sırada, |
He was talking on his cell phone. | Cep telefonunda konuşuyordu. |
He was talking in a loud voice. | Yüksek sesle konuşuyordu. |
success /achievement /accomplishment | başarı |
one of his latest achievements | son başarılarından biri |
about /concerning | hakkında |
He was talking about one of his latest achievements. | Son başarılarından biri hakkında konuşuyordu. |
He was talking in a loud voice about one of his latest achievements. | Yüksek sesle son başarılarından biri hakkında konuşuyordu. |
The Senator was talking in a loud voice on his cell phone about one of his latest achievements. | Senatör cep telefonunda yüksek sesle son başarılarından biri hakkında konuşuyordu. |
As Rachel went to her father's table, the Senator was talking in a loud voice on his cell phone about one of his latest achievements. | Rachel, babasının masasına gittiği sırada, senatör cep telefonunda yüksek sesle son başarılarından biri hakkında konuşuyordu. |