the people eating | yemek yiyen kişiler |
the eaters | yiyenler |
one of the eaters | yemek yiyenlerden biri |
to whisper | fısıldamak |
One of the eaters whispered. | Yemek yiyenlerden biri fısıldadı. |
body (v) | vücut |
nice / beautiful body | güzel vücut |
'Nice body!',he whispered. | 'Güzel vücut!', diye fısıldadı. |
'Nice body!', whispered one of the eaters. | Yemek yiyenlerden biri, 'Güzel vücut!', diye fısıldadı. |
to find | bulmak |
even | bile |
he even has found(rep) | bulmuş bile |
new | yeni |
wife | eş |
He has found (rep) a new wife. | yeni bir eş bulmuş |
for/to himself | kendine |
Sexton found himself even a new wife. | Sexton kendine yeni bir eş bulmuş bile. |
'Nice body!', whispered one of the eaters. 'Sexton found himself even a new wife.' | Yemek yiyenlerden biri, 'Güzel vücut!', diye fısıldadı. 'Sexton kendine yeni bir eş bulmuş bile.' |