Mezmur 4

QuestionAnswer
music
müzik
chef /supervisor
şef
music leader
müzik şefi
for the music leader
müzik şefi için
wire /fiber /chord /string
tel
wired /stringed
telli
long-necked string instrument /long-necked luthe /Bağlama /reed
saz
with stringed long-necked luthes
telli sazlarla
David's psalm
Davut'un mezmuru
When I call to you
Sana seslenince
answer (y) me
yanıtla beni
When I call to you, answer me!
Sana seslenince yanıtla beni!
fair /just /righteous
adil
my righteous God
adil Tanrım
O (e) my righteous God!
Ey adil Tanrım!
to refresh /relieve(f)
ferahlatmak
Refresh /relieve (f) me!
Ferahlat beni!
trouble/hardship /difficulty /boredom
sıkıntı
when I am in trouble (when I fall into trouble)
sıkıntıya düştüğümde
Relieve (f) me when I fall into trouble!
Ferahlat beni sıkıntıya düştüğümde.
ear
kulak
to lend one's ear /pay attention / harken /heed /listen carefully
kulak vermek
prayer
dua
my prayer
duam
to my prayer
duama
Hear my prayer!
Kulak ver duama!
to have mercy
lütfetmek
Have mercy on me!
Lütfet bana!
Have mercy on me! Hear my prayer!
Lütfet bana! Kulak ver duama!
Relieve (f) me when I fall into trouble! Have mercy on me! Hear my prayer!
Ferahlat beni sıkıntıya düştüğümde! Lütfet bana! Kulak ver duama!
You people
Ey insanlar
until how long
ne zamana dek
shame
utanç
to turn to shame
utanca çevirmek
you (pl) will turn to shame
utanca çevireceksiniz
you (pl) will turn my honour to shame
Onurumu utanca çevireceksiniz
How long will you people turn my honour to shame?
Ey insanlar, ne zamana dek onurumu utanca çevireceksiniz?
heart /soul (g)
gönül
to give heart to /to lose one's heart to
gönül vermek
vain things
boş şeyler
How long will you give your heart to vain things?
Ne zamana dek boş şeylere gönül vereceksiniz?
after /behind (p)
peşinde
to run
koşmak
lie
yalan
How long will you run after lies?
Ne zamana dek yalan peşinde koşacaksınız?
How long will you give your heart to vain things, run after lies?
Ne zamana dek boş şeylere gönül vereceksin, yalan peşinde koşacaksınız?
to know (something)
bilmek
know!
bilin!
slave /servant /vassal
kul
to seperate /set apart
ayırmak
for himself (dat.)
kendine
to set aside for oneself /to apropriate / to spare for oneself
kendine ayırmak
to set aside time for oneself /yo have time for oneself
kendine zaman ayırmak
loyal /faithful /devoted
sadık
his faithful servant
sadık kulu
The Lord has set his faithful servant aside for Himself. (fact)
RaB sadık kulunu kendine ayırtmıştır
Know that the Lord has set His faithful servant aside for Himself.
Bilin ki RaB sadık kulunu kendine ayırmıştır.
Whenever I call (if I call)
Ne zaman seslensem
to hear
duymak
He hears me.
Duyar beni.
Whenever I call (if I call), He hears me.
Ne zaman seslensem duyar beni.
Know that the Lord has set His faithful servant aside for Himself. Whenever I call He hears me.
Bilin ki RaB sadık kulunu kendine ayırmıştır. Ne zaman seslensem duyar beni.