They don't know many people. | Onlar çok fazla insan tanımaz. |
They don't have many friends. | Onların çok fazla arkadaşı yok. |
I don't like football. | Ben futbol sevmem. |
He doesn't like football. | O futbol sevmez. |
I don't like him, and he doesn't like me. | Ben onu sevmem, o da beni sevmez. |
My car doesn't use much gas. | Arabam çok benzin yakmaz. |
Sometimes he's late, but not often. | Bazen o gecikir, ama pek değil. |
I don't like to wash the car. | Ben arabayı yıkamayı sevmiyorum. |
I don't do it very often. | Onu çok sık yapmam. |
She speaks Spanish, but she doesn't speak Italian. | O İspanyolca biliyor, ama İtalyanca bilmiyor. |
He doesn't do his job very well. | O işini pek iyi yapmaz. |
She doesn't usually have breakfast. | O genellikle kahvaltı yapmaz. |
I don't play the piano very well. | Ben pek iyi piyano çalmıyorum. |
She doesn't play the piano very well. | O pek iyi piyano çalmaz. |
They don't know my phone number. | Onlar benim telefon numaramı bilmiyorlar. |
We don't work very hard. | Biz çok çalışmayız. |
David doesn't have a car. | David'in arabası yok. |
You don't do the same thing every day. | Sen hergün aynı şeyi yapmazsın. |
They like classical music. | Onlar klasik müzik severler. |
She doesn't like jazz music. | O jazz müzik sevmez. |
I like rock and roll music. | Ben rock müzik severim. |
They don't like boxing. | Onlar boks sevmez. |
She doesn't like baseball. | O beyzbol sevmez. |
I like tennis. | Ben tenis severim. |
They like horror movies. | Onlar korku filmlerini severler. |