Water boils at one hundred degrees (100º) Celsius. | Su yüz santigrat derecede kaynar. |
We're good friends. I like her and she likes me. | Biz iyi arkadaşız. Ben onu seviyorum, o da beni seviyor. |
She always arrives early. | O her zaman erken gelir. |
I never go to the movies alone. | Ben asla sinemaya yalnız gitmem. |
She always works hard. | O her zaman çok çalışır. |
Children usually like chocolate. | Çocuklar genellikle çikolatayı severler. |
She always enjoys parties. | O her zaman partilerden zevk alır. |
I often forget people's names. | Ben genellikle insanların ismini unuturum. |
He never watches TV. | O asla televizyon izlemez. |
We usually have dinner at six thirty (6:30). | Biz genellikle akşam yemeğini saat altı buçukta yeriz. |
She always wears nice clothes. | O her zaman güzel giysiler giyer. |
I usually watch TV in the evening. | Ben genelde akşamları televizyon izlerim. |
I never read in bed. | Ben asla yatakta kitap okumam. |
I often get up before seven (7:00). | Ben çoğunlukla yediden önce kalkarım. |
I always go to work by bus. | Ben her zaman işe otobüsle giderim. |
I usually go to school by bus. | Ben genellikle okula otobüsle giderim. |
I always drink coffee in the morning. | Ben hep sabahları kahve içerim. |
She doesn't drink coffee. | O kahve içmez. |
He doesn't like his job. | O işini sevmiyor. |
I drink coffee, but I don't drink tea. | Ben kahve içerim, ama çay içmem. |
She drinks tea, but she doesn't drink coffee. | O çay içer, ama kahve içmez. |
You don't work very hard. | Sen çok çalışmıyorsun. |
We don't watch TV very often. | Biz pek televizyon izlemeyiz. |
The weather is usually nice. | Hava genellikle güzel. |
It doesn't rain very often. | Pek sık yağmur yağmaz. |