You stepped on my foot. — I'm sorry. | Sen ayağıma bastın. Özür dilerim. |
Somebody is swimming in the river. | Birisi nehirde yüzüyor. |
We're here on vacation. We're staying at a hotel on the beach. | Biz burada tatildeyiz. Sahilde bir otelde kalıyoruz. |
Where's Tara? — She's taking a shower. | Tara nerede? Duş alıyor. |
They're building a new hotel downtown. | Şehir merkezinde yeni bir otel inşa ediyorlar. |
I'm leaving now, goodbye. | Şimdi gidiyorum, hoşçakal. |
She isn't having dinner. | O akşam yemeği yemiyor. |
She's watching TV. | O televizyon izliyor. |
She's sitting on the floor. | O yerde oturuyor. |
She's reading a book. | O bir kitap okuyor. |
He's not playing the piano. | O piyano çalmıyor. |
He's laughing. | O gülüyor. |
He's wearing a hat. | O bir şapka giyiyor. |
He's not writing a letter. | O bir mektup yazmıyor. |
I'm not washing my hair. | Saçımı yıkamıyorum. |
It isn't snowing. | Kar yağmıyor. |
I'm sitting on a chair. | Ben sandalyade oturuyorum. |
I'm not eating. | Ben yemiyorum. |
It's raining. | Yağmur yağıyor. |
I'm not studying english. | Ben İngilizce çalışmıyorum. |
I'm listening to music. | Ben müzik dinliyorum. |
The sun isn't shining. | Güneş parıldamıyor. |
I'm wearing my shoes. | Ben ayakkabılarımı giyiyorum. |
I'm not reading the newspaper. | Ben gazeteyi okumuyorum. |
Are you feeling okay? | Kendini iyi hissediyor musun? |