| Especially / particularly | özellikle |
| an especially beautiful cloak | özellikle güzel bir pelerin |
| an especially icy cold | özellikle buz gibi bir soğuk |
| powerful / strong | güçlü |
| a particularly strong breeze | özellikle güçlü bir esinti |
| a particularly cold winter | özellikle soğuk bir kış |
| a particularly entangled wood | özellikle dolaşık bir orman |
| an especially strong man | özellikle güçlü bir adam |
| to snatch | koparmak |
| it snatched | o kopardı |
| off his hand | elinden |
| He snatched the coat off his hand. | O ceketi elinden kopardı. |
| The wind snatched the coat off his hand. | Rüzgar ceketi elinden kopardı. |
| Father | baba |
| his father | babası |
| to look | bakmak |
| he looked | o baktı |
| He looked at his father. | O babasına baktı. |
| When it snatched (Participle + locative) | kopardığında |
| When a breeze snatched his cloak off his hand | Esinti pelerinini elinden kopardığında |
| When a breeze snatched his cloak off his hand he looked at his father. | Esinti pelerinini elinden kopardığında babasına baktı. |
| When a particularly strong breeze snatched the cloak off his hand he looked at his father. | Özellikle güçlü bir esinti pelerini elinden kopardığında babasına baktı. |
| long | uzun |
| hair / feather | tüy |
| hairy / feathered | tüylü |
| long haired / shaggy | uzun tüylü |
| a mare | bir kısrak |
| brown | kahverengi |
| a brown mare | kahverengi bir kısrak |
| a shaggy mare | uzun tüylü bir kısrak |
| a shaggy, brown mare | uzun tüylü kahverengi bir kısrak |
| He looked at the shaggy, brown mare. | O uzun tüylü kahverengi kısrağa baktı. |
| He looked over the mare at his father. | O kısrağın üzerinden babasına baktı. |
| He looked over the shaggy brown mare at his father. | O uzun tüylü kahverengi kısrağın üzerinden babasına baktı. |
| When a particularly strong breeze snatched the cloak off his hand he looked over the shaggy brown mare at his father. | Özellikle güçlü bir esinti pelerini elinden kopardığında, uzun tüylü kahverengi kısrağın üzerinden babasına baktı. |